11 Mayıs 2014 Pazar

Selam Merhaba.

Hamdolsun bir aşkı içimize koyana, Ruknettin ile doktoru konuşturana. Hem ilk yazı hem de burdan şanımız yürüsün diye hayatımın merkezine bağdaş kurmuş bir şiirin bahsi ile başlayayım efendim, çünkü bazen harfleri ayak bileklerinden kavramak gerekir.
"Ruknettin'in aynalarda ağladığı kadar var."
Aynalar bayım bize sonsuz bir derinliğin içinden bakarlar. Garip olan odur ki ne zaman biz ona baksak o gözlerini gözlerimize dikmiş olur çoktan, ve bayım siz onlardan hiç bir şeyi saklayamazsınız. Kızgınsanız misalen, kırgınsanız tüm esamesi yüzünüzden okunur. Sırrı dökülmemiş bir aynaya bir sır emanet etmek gibidir biraz, insanın aynada kendiyle gözgöze gelmesi. Aynalar çok mühimdir.
Ve madem kalbi hep böyle yavaşsa Ruknettin'in, bir umudu yitirmenin hüznünü çoktan yaşamış demektir. Bir ölümü yakından tecrübe etmiş, en az bir kez gözyaşlarına hakim olamamış, ve en az üç kere kalbi bir başkası için çarpmış demektir.
Ruknettin Allah'a inanmasın da n'apsın?
Ruknettin Allah'a inanmasın da n'apsın?
Ruknettin ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder