14 Temmuz 2014 Pazartesi

Gazze'ye

"Tweet yazmayın, Gazze çocuklarına dua edin."
"Duyarlı resimler, ölmüş parçalanmış bedenlerin fotoğraflarını paylaşacağınıza Gazze yetimlerine, yetim bırakılmış çocuklarına dua edin."
Ben Gazze çocuklarına dua etmiyorum, bırakın artık Gazze de çocuk mu kaldı?
Çocuk dediğiniz sevgili Madam, bisikletten düşünce dizi kanarsa ağlar, istediği olmayınca ya da annesi dikkatsizce karşıdan geçti diye onu azarlarsa ağlar. Annesinin ölmüş parçalanmış bedeni yanı başında uzanıyorken değil. Atılan bir bomba, üzerine yağan mermiden dolayı beyaz elbisesinin üstünde kandan kelebekler oluşuyorken değil. 
Çocuk dediğin ağlayınca avutulur, annesi acıyan yerini öpünce geçer. O acıyan yer bizzat annesi tarafından bir daha öpülemeyecek yanaklarsa şayet, onlara çok rica ederim çocuklar demeyin. 
Nasıl ki bir balon patlamadan nasıl balon patlar bilinmez, birisi ölmeden de ölümü anlamak kolay olmuyor işte sayın Madam. Ve farkında mısınız o coğrafyada çocuklar çok çabuk büyüyor. Bir bebeğin mesela ilk attığı adıma, düşen bombalar eşlik ediyor. Belki bazısının gözlerinde kalan son resim kendisine doğru gelen bir şarapnel parçası oluyor. Kaybolan ayağının teki bir daha bulunamıyor belki. Ayağı diyorum gözlerini dehşet bürümüş Madam, ayakkabısı değil. Siz ona çocuk diyorsunuz. Onlar hepimizden daha büyük, hepimizden yaşlı, hepimizden yorgunlar.
Dua etmeyin demiyorum ama Gazze'nin yetimleri diye başlayın ve daha yetim bırakılacak niceleri diye devam edin. 'Allah sebep olanları kahretsin.'
Kan revan içindeyiz öyle mecazen de değil harbiden.
Bakıyoruz avuçlarımıza orada, orada Allah'a edilmeyi bekleyen ve biriken, taşan.. 
bıraksan adeta göğe yükselmeyi bekleyen ve artık hepsi de biraz mertebe sahibi olmuş dualar.
Rabbim böylece sessiz kalanları hepsinin, elinizi vicdanınıza koyun dediğimizde elini götürecek yer bulamayanların belâsını versin, değil mi Madam?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder